Bir gün basit bir şişkinlik nedeniyle doktora gittiniz. Testlerde safra kesesinde taş çıktı. Haydaa şimdi nolucak diye paniklemeyin. İşte bu makaleyi bunun için yazdım.
Safra kesesi 10 cm’lik, armut şeklinde ve safra deposu görevini yapan bir organdır. Karnın sağ üst kısmında yani karaciğerin hemen altında bulunur. Safra kesesinin İngilizcesi Gallbladder dir. Atların karaciğerleri büyük ve safra yolları çok geniş ve safrayı depolamaya yetiyor. O yüzden atlarda safra kesesi yoktur.
Safra Kesesinde neden taş oluşuyor?
Safra kesesi taşı, kalkül de denir, safra kesesinde oluşan kristal yapılardır. Latincesi Kolelitiasis dir. Tek taş veya yüzlerce taş da olabilir. İngilizcede bu taşlara Gallstones denir.
Taşların ana sebepleri arasında kalıtsal nedenler, şişmanlık (obezite), safra kesesi hareketsizliği ve beslenme alışkanlıkları (kahvaltı yapmamak, şok zayıflatma diyetleri, vb.) yer alır.
Safra taşlarının iki çeşidi var kolesterol ve pigment taşları. Kolesterol safra kesesi taşı yaygındır ve yeşil veya koyu sarı renkte olur. Bu taşlar çözülmemiş kolesterolden oluşur. Pigment safra kesesi taşları koyu kahverengi veya siyah taşlardır ve yüksek miktarda bilirubin içerir.
Safra Kesemde taş olduğunu nasıl anlarım?
Cevap: Anlayamazsınız !!
Çünkü; Safra taşları bazen yıllarca şikayet yapmaz. Buna “sessiz taş” veya “asemptomatik safra kesesi taşı” denir. Taşın büyüklüğü ve sayısı ile belirtiler arasında doğrudan bir bağlantı yok. Küçük bir taş aşırı şikayet yapabilir. Büyük bir taş hatta safra kesesini kaplayan dev bir taş sessiz olabilir.
İnsanların %15’inde safra kesesi taşı vardır. Bunların %80’ninde şikayet yoktur.
Taşlardan bir tanesi safra kanalına düşer veya tıkanıklık yaparsa aşağıdaki belirtileri görülebilir:
- Karın Ağrısı: Karnın sağ üst kısmında, iki kürek kemiği arasında sağ omuzda ağrı olabilir
- Göbek deliği ağrısı
- Şişkinlik, bulantı, kusma
- geç kalındığında: ateş, terleme, titreme, sarılık
Pozitif Murphy bulgusu fiziki muayenede sık rastlanan bir bulgudur.
Tanı nasıl koyulur?
Muayeneden sonra bazı testler yapılabilir. Ultrason en çok kullanılan testtir Duyarlılığı ve özgüllüğü %95 dir. Endoskopik ultrason (EUS) ile küçük taşlar görülebilir.
Diğer testler: oral kolesistografi, HIDA taraması (hepatobiliyer iminodiasetik asit), bilgisayarlı tomografi (BT), manyetik rezonans kolanjiyopankreatografi (MRCP) veya endoskopik retrograd kolanjiyopankreatografi (ERCP).
Kan testleri taşa bağlı zararların derecesini gösterebilir. Karaciğer testleri (KCFT) karaciğer hasarını gösterir. Tanı aşamasında şikayetlerin mideden mi yoksa safra kesesinden mi kaynaklandığını ayırt etmek için endoskopi yapılması önemlidir.
Taşın Zararları nelerdir?
Taşlar safra kesesinin iltihabına (kolesistit) neden olabilir. Kolesistit şiddetli ağrı ve ateşe neden olabilir. Safra yolları tıkanırsa iddetli ağrı, sarılık (tıkanma ikteri) ve safra yolu iltihabı (Kolanjit) olabilir.
Pankreas kanalı tıkanırsa pankreas iltihabına (pankreatit) oluşabilir. Pankreatit hayati tehlikesi olan bir durumdur. Nadir olarak taşlar safra kesesi kanserine neden olabilir. Bu zararların olduğu durumlara komplikasyon denir.
Safra Kesesi taşı tedavisi
Her safra kesesi taşı ameliyat gerektirmez..
Şikayet yapmayan taşlar tedavi gerektirmez (Sessiz asemptomatik taş). Takip yeterlidir. Takip için yılda bir defa karın ultrasonu ve karaciğer testleri yapılabilir. Ses çıkaran ve şikayetlere neden olan taşlar için diyet, ilaç veya ameliyat yapılabilir.
Ağızdan alınan ilaçlar safra kesesi taşını çözebilir. Ancak bu tedavi şekli aylar veya yıllar sürebilir. Bu gibi ilaçlar ameliyat şansı olmayan hastalar içindir. İlaç örneği, Ursodeoksikolik Asit, Ursactive. Safra kesesinin ameliyatla çıkarılmasına Kolesistektomi denir. Safra kesesi ameliyatı için bazı kriterler vardır.
Ameliyat Kriterleri
Şikayet Faktörü
Şikayetiniz yoksa takip yeterlidir. Sadece bir defa şikayet yaşadıysanız hemen ameliyat olmanıza gerek yok, ilaç tedavisi ve safra kesesi koruyucu diyet uygulanması bu şikayetlerin tekrarlamasını engelleyebilir. İkinci bir atakta ameliyat şart!
Safra Kesesi Faktörü
Safra kesesi duvarı kalınsa, kolesistit bulguları varsa veya kese diğer organlara yapışıksa ameliyat önerilir. Bazen taş olmadan da safra kesesinde iltihaplanma ve kalınlaşma olur, bu durumlarda diğer organlara (özellikle karaciğer ve pankreas) zarar vermemesi için ameliyat önerilir. Bu durumdaki safra kesesine Taşsız Kolesistit (acalculous cholecystitis) denir.
Safra Kesesi Taşı Faktörü
Safra kesesi taşı kaç mm olursa ameliyat gerekir? Şöyle: <3mm altındaki taşlar şikayet yapmıyorsa takip edilebilir. Bu taşlar diyetle çözülebilir.
3-7mm boyutundaki taşların safra yollarına düşüp tıkanma yapma riski (tıkanma ikteri) olduğundan dolayı ameliyat edilmesinde yarar vardır (sistik kanal, ductus cysticus normal çapı 2-3mm, normal koledok çapı 5-10mm). >10mm üzerindeki taşların kanala düşme şansı daha düşük olduğundan ameliyat edilmeden takip edilebilir (şayet şikayet yapmıyorsa!!).
Bazı hekimler taşın boyutu ne olursa olsun şikayet yapmasa bile alınmasını önerir. Bu görüşünde haklı nedenleri vardır çünkü bir tane taş dahi safra kanallarına düştüğünde yukarıda anlattığım çok tatsız komplikasyonlara neden olabiliyor.
Hasta Faktörü
Özellikle şeker hastalarında (diyabet DM) safra kesesini besleyen sinir dokularında hasar olduğundan dolayı şikayetler çok fazla şiddetli olmayabilir ve kandırıcı olur. Bu grup hastada zamanla safra kesesi duvarında delinme ve safra kaçağı oluşabilir. Dolayısıyla bu hastalarda ameliyat önerilir.
Çok Yaşlı (>70y) veya çok genç (<16y) hastalarda ise ameliyat önerilmez. Diğer sağlık sorunları (örneğin ileri kalp yetmezliği, felçli hastalarda, terminal dönemdeki kanser ve metastaz hastaları, vb.) olan hastalarda ise ameliyatın yararları ile zararları arasında bir muhakeme ve mukayese yapılmalı ve baskın olan duruma göre karar verilmelidir.
Diğer Faktörler
Sık sık komplikasyon yaşayan hastalarda ameliyat önerilir. Bu grup hastalarda ameliyat sonrası problemler yaşanmaması açısında ameliyat öncesi safra yollarının (intra ve ekstra hepatik bilyer trakt) açık olmasından emin olmak lazım. Bunun için MR Kolanjiyo (MRCP) ve/veya ERCP (endoskopik retrograd kolanjiopankreatografi) yapılmasında yarar vardır.
Safra Diyeti (Perhiz)
Ameliyattan sonra bir süre nekahet dönemi olacaktır. Bu süre hastadan hastaya değişebilir. Bu aşamada yediklerinize ve içtiklerinize dikkat etmenizde yarar vardır. Hangi yiyecekler zararsız ve hangileri sakıncalı? Bu konu hakkındaki makaleme aşağıdaki bağlantıdan ulaşabilirsiniz:
Safra Kesesi taşı nasıl önlenir?
Aşağıdaki durumlarda safra kesesi taşı riskini azaltabilirsiniz:
- Öğün atlamayın. Her gün normal yemek zamanlarınıza bağlı kalmaya çalışın. Öğün atlamak veya oruç tutmak safra kesesi taşı riskini artırabilir.
- Yavaş yavaş kilo verin. Kilo vermeniz gerekiyorsa, yavaş gidin. Hızlı kilo kaybı safra kesesi taşı riskini artırabilir. Haftada 1 veya 2 kilo (yaklaşık 0,5 ila 1 kilogram) kaybetmeyi hedefleyin. Örneğin Tüp mide ameliyatı olanlarda Safra kesesi taşı riski daha fazladır.
- Daha fazla lifli yiyecekler yiyin. Meyveler, sebzeler ve kepekli tahıllar gibi beslenmenize lif açısından daha zengin besinler ekleyin.
- Sağlıklı bir kiloyu koruyun. Obezite ve fazla kilolu olmak safra kesesi taşı riskini arttırır. Yediğiniz kalori sayısını azaltarak ve fiziksel aktivite miktarını artırarak sağlıklı bir kilo almaya çalışın. Sağlıklı bir kilo aldığınızda, sağlıklı beslenmenize devam ederek ve egzersiz yapmaya devam ederek bu kilonun korunmasına çalışın.
Safra Kesesi olmayanlar Kilo alır mı?
Vücutta bulunan hiçbir organ veya doku gereksiz değildir (buna apandiks, sünnet derisi bile dahil edilebilir). Bugünkü bilgilerimizle her organın her faydasını bilemeyebiliriz. Safra kesesinin alınması elbette bazı belirtilere neden olabilir.
Bu belirtilerin derecesi hastadan hastaya değiştiği gibi dönem dönem aynı hastada bile artış gösterebilir. Bu belirtilerin arasında kilo artışıdır. Hastaların %85’inde kilo artışı olabiliyor. Bu artış bazı hastalarda 2-3 kg gibi iken bazılarında 30-50 kg kadar olabiliyor. Bu durumun iki nedeni vardır.
- Gerçek kilo artışı. Ameliyattan sonra şikayetler kaybolur. Hastalar rahat bir şekilde yemeye ve içmeye başlar. Kilo artışı ortaya çıkabilir.
- Yalancı kilo artışı hissi. Safra deposu olmayınca, safra düzensiz bir şekilde barsaklara akar. Bu durum sindirim sorunlarına yol açar. Hastalarda sanki kilo artışı varmışcasına gaz şişkinliği yaratır. Bazı hastalar bunu gebelik şişkinliği olarak tarif eder.
Kilo artışı ve şişkinliği önlemek veya azaltmak için ara ara diyet uygulanabilir. Bu konu hakkında ise Safra Diyeti başlığına bakabilirsiniz
Safra Çamuru nedir?
Safra kesesi (gallbladder) vücudumuzun safra deposudur. Karaciğerde üretilen safra sıvısı burada depolanır ve gerektiğinde ince barsaklara (duodenum) salgılanır. Normalde safra akışkan ve sıvı kıvamındadır. Zamanla ve bazı nedenlerden dolayı bu sıvı katılaşır ve beraberinde bir çok sıkıntı ve hastalıklara yol açar.
Safra Çamuru neden oluşur?
Safra sıvısı → Safra Çamuru → Safra kumu ve kristalleri → Safra kesesi Taşı
Safra kesesi çamurlarının artış gösterdiği dönemler gebelik, oruç, uzun süreli aç kalma hali vs., örneğin katı zayıflama diyetleri, obezite için uygulanan tüp mide veya gastrik bypass ameliyatları, çamurların oluşmasına neden olmakla birlikte artmasına da neden olmaktadır. Bu durumların düzeltilip normal bir sürece geçilmesi halinde ilk olarak çamurda azalma sonrasında ise kayboluş görülecektir.
Safra Çamuru Belirtileri
Safra kesesinde oluşan çamurlar genelde belirtisizdir. Safra kesesinin iltihaplanması veya çamurla birlikte safra kesesinde taş varlığında şikayetler gelişebilir. Belirtiler şöyledir: terleme, titreme, üşüme, karın ve göğüs ağrısı, geğirme, bulantı, kil veya çamur benzeri dışkılama ve sağ omuz ağrısı.
Safra çamuru genellikle başka rahatsızlıklar için ve periyodik kontroller esnasında karına yapılan ultrason, CT veya MR gibi filmlerde tesadüfen tespit edilir. Şikayet yapmıyorsa, çoğu safra kesesi çamurları zamanla kendiliğinden çözülüp kaybolur ve başka bir tedavi gerektirmez.
Safra kesesinde oluşan çamurun giderilmesi için her zaman ameliyata gerek yoktur. Düzenli beslenme listesi, öğün atlamadan bir program halinde yemek yiyerek çamurların temizlenmesini sağlayabilirsiniz. Diyete rağmen devam eden safra çamurları için cerrahi ameliyat gerekebilir. Bu ameliyatlarda safra kesesi kapalı veya açık bir yöntemle tamamen çıkartılır.
Sıkça Sorulan Sorular (S.S.S.)
Atların safra kesesi yoktur, çünkü atların sürekli yemek yeme alışkanlığı vardır. Ayrıca, atların karaciğerleri büyük ve safra yolları geniş. Bu durum safrayı depolamaya yetiyor. O yüzden safra kesesi gibi bir depolama organına ihtiyaç duymuyor.
Genel olarak yağlı, soslu, baharatlı, kızartmalar safra kesesine iyi gelmez. Ayrıca kahve, nescafe ve gazlı içeceklerde dokunabilir.
Bu durum merkezden merkeze değişebilir. Ayrıca hastanın genel durumu ve safra kesesinin iltihap durumu da büyük rol oynar. 2020 yılı itibariyle Safra kesesinin ortalama maliyeti 3000-7000 TL’dir.
Genel Cerrahi Uzmanları bakar. Ayrıca ameliyat öncesi ve sonrasında Gastroenteroloji ve Dahiliye uzmanları takip eder.
En önemli test Karın Ultrasonudur. Ayrıca batın CT, MR veya ADBG taşlar görülebilir.
Safra kesesi karnın sağ üst tarafındadır. Safra depolaması görevini yapar.
Bu sorunun cevabı her hekime göre değişebilir. Bazı hekimler taşın boyutuna bakmaz ve ameliyat önerir. Bazıları da ameliyat için kriterler belirler. Bu konuda yukarıda anlattığım kriterlere bakabilirsiniz (Ameliyat Kriterleri).
Özellikle 3-7mm boyutundaki taşların safra kanallarına düşüp tıkanma yapma riski olduğundan dolayı ameliyat edilmesinde yarar vardır aksi takdirde ciddi sorunlara yol açabilir (bkz. Safra taşı zararları) (yukarıda anlatılan taşın zararları). Bir yıl içerisinde ikiden fazla şikayet yaşayan hastalarda safra kesesinin çevre dokulara daha fazla yapışmaması ve ameliyat durumunu zora sokmaması açısından ameliyat önerilir.
Bazen ilaçlara yanıt vermeyen safra kesesi taşına bağlı akut kolesistitler ve safra kesesi delinmesi acil ameliyat gerektirebilir. Bunun dışında safra kesesi ameliyatı elektif bir durumdur ve uygun bir zamanda planlanabilir. Her zaman acele etmeye gerek yok!
Günümüzde çoğu Safra kesesi ameliyatı kapalı (laparoskopi kolesistektomi) olarak yapılmaktadır. Kapalı ameliyatın süresi 30-60 dakikadır.
Bu süre hastanın genel durumu, safra kesesinin durumu, kullanılan malzeme ve cerrahın deneyimine göre değişiklik gösterebilir. Unutmayın süreden daha önemli olan ameliyatın komplikasyonsuz ve sorunsuz geçmesidir. Açık safra kesesi ameliyatlarının süresi ise 1-2 saat arasındadır.
Her cerrahi müdahalede olduğu gibi anestezinin ve ameliyatın riskleri vardır. Bunların arasında kanama, enfeksiyon, klips açılması, safra kaçağı, safra yollarında darlık, karaciğer absesi, akciğer ve diafram yaralanması, barsak yaralanması vb. risklerdir.
Bu komplikasyonların bir kısmında hastalarda safra kesesi ameliyatı sonrası ağrı ve rahatsız edici karın şikayetleri devam edebilir. Buna tıp dilinde Post Kolesistektomi Sendromu denir. Bu durumu yaşayan hastalarda karaciğer ve safra yolları detaylı bir şekilde incelenmelidir.
Belki de en önemli sorulardan birisi de budur! Yukarıda anlatıldığı gibi belirlenen kriterlere göre doğru bir şekilde karar verildiğinde hastaların %85-90’nında ameliyat sonrasında çok ciddi sıkıntılar yaşanmaz ve çoğu ameliyat sonrası şikayetleri (örneğin geğirti, bulantı, şişkinlik, karın ağrısı, vb) geçici olup ortalama 2-3 ay içerisinde tamamen kaybolur. Bu hastalar ömür boyu rahat bir nefes alır ve ameliyat olduklarına her zaman şükreder.
Ancak ne yazık ki hastaların %10-15’inde her şeyin iyi gitmesine rağmen ameliyat sonrası farklı şikayetlerle karşı karşıya kalırlar. Bu şikayetler bazen ömür boyu devam eden basit bir bulantı olabilir ve yahut dayanılamaz karın ağrıları ve kramplar. Bu gruptaki hastalar “Post Kolesistektomi Sendromu” olarak adlandırılır.
Bu hastalarda şikayetler ne yazık ki safra deposunun olmamasından kaynaklanır ve bu durumu ameliyat öncesi tahmin etmek veya görmek imkansızdır. Ancak önemli bir husus vardır ki asla unutulmamalı.
Safra kesesi ameliyatlarında altın standart haline gelen kapalı kese (Laparoskopik kolesistektomi) ameliyatlarında bazen kopmlikasyonlar yaşanabilir. Bu gruptaki hastalar “Post Kolesistektomi Komplikasyonu” olarak adlandırılır.
Her iki gruptaki hastaların hemen hemen aynı şikayetleri vardır ancak patolojiler çok farklıdır. Örneğin ameliyat esnasında farkında olmadan karaciğer, ince barsak veya diğer organların delinmesi, safra kesesinin sadece bir kısmının çıkartılması, ameliyatta safra taşlarının karın içerisine düşmesi, sistik kanalın uzun bırakılması veya koledokun kesilmesi, ameliyatta esnasında klipslerin yanlış bir şekilde atılması, vb.
Safra Kesesi ameliyatlarında dikiş sayısı merak edilen ve tartışılan bir konudur. Bir çok hastanın kafasında aynı sorular var. Açık ameliyatta karın orta hatta veya sağ taraftan açılır. Kapalı ameliyatlarda 1,2,3 veya 4 delik açılır ve port yerleştirilir.
Açık safra kesesi ameliyatlarında kar duvarı ve zarı (fasia) açıldığı için ortalama 30-50 dikiş uygulanır. Kapalı (Lap. Kole.) Safra kesesi ameliyatlarında ise 7-10 dikiş uygulanır ve ilave olarak 2-6 klips kullanılır (safra kanalı ve damrlar dikilmez klipslenir). Tek portlu kapalı ameliyatlarda ortalama 1-3 dikiş ve 2-6 klips kullanılır.
Bu durum atılan dikişlerin türüne göre değişebilir. Kapalı ameliyatta bazen emilir türde dikiş altılır ve alınması gerekmez. Emilmeyen dikişlerse ortalama 5-6 gün içerisinde alınabilir. Açık safra kesesi ameliyatlarında ise dikiş alınma süresi biraz daha uzundur ve ortalama 10-18 gündür (bkz Ameliyat Dikişleri Ne Zaman alınır?)
Bu sorunun cevabı safra kesesinin durumuna bağlıdır.
Kafein canlıların (insan, hayvan ve bazı bitkiler) merkezi sinir sisteminde bulunan bir uyarıcı maddedir. Bir fincan kahvede yaklaşık 100 mg kafein var (çayda 70 mg, bir kutu kolada 50 mg). 100 gram sütlü çikolatada 20 mg kafein var. kafein ağız yoluyla alındığında beyni uyardığı gibi karaciğer ve safra kesemizde uyarır ve çalışmasını düzenler. Karaciğerimiz günlük 1 litre safra üretir ve safra kesesinde depolar.
Dolayısıyla günlük makul miktarda (200-400 mg) alınan kafein karaciğer ve safra kesesini çalıştırdığı için safra kesesi taşının oluşumunu engeller. Ancak safra kesesinde taş oluştuğunda artık kafein içeren içecek ve yiyecekler zarar vermeye başlar çünkü taş içeren safra kesesi uyarılıp kasıldığında ciddi ağrılara neden olabilir. Ayrıca bazı milimetrik taşlar safra kanallarına düşüp tehlikeli sonuçlara yola açabilir (bkz. Safra Taşı Zararları).
Aynı mantık safra kesesi ameliyatı olan hastalar için de geçerlidir. Safra kesesi alınan insanlar kafein aldığında karaciğer uyarır ve fazla miktarda safra (safra kesesinde depolanmayacağı için) ince barsaklara dökülür. Bu durumda sindirim sorunları baş gösterir, örneğin safra reflüsü, safra gastriti, şişkinlik, bulantı vb.
Yararlanan Kaynak: Op. Dr. Ertan Beyatlı - ertanbeyatli.com