Kıl dönmesine en iyi çözüm

Kıl dönmesi vücudun kıllı olan her yerinde görülebilir. En sık kuyruk sokumunda olur.

Başlarda sıradan bir sivilce veya çıban gibi ortaya çıkar ve uzun süre sinsi bir şekilde ilerler. Kıl dönmesine Latincede Pilonidal kist veya sinüs denir.

Kıl dönmesi neden olur?

Kıl Dönmesi teknolojinin ilerlemesi ile birlikte yaygın hale geldi. Masa başı iş yapanlarda kuyruk sokumu bölgesindeki dökülen kıllar ve sakral bölgenin deri tahrişleri bir çok insanda kıl dönmesine neden olmaktadır. Önceleri erkeklerde daha fazla görülürdü ancak günümüzde bayanlarda da sık oluşmaya başladı.

Kıl dönmesi için henüz bilinen bir neden yoktur. Şişmanlık, kıllı vücut, kuyruk sokumunun gömük olması ve bu bölgeye uygulanan uzun süreli basınç (örneğin şoförler ve masa başı çalışanlar) durumları sebepler arasında olabilir.

Kıl dönmesi nasıl anlaşılır?

Sivilce tarzında başlayan bu hastalık son safhalara kuyruk sokumunda şişlik, ağrı ve kötü kokulu akıntıya neden olur. Bazen bacaklarda uyuşma ve kasılmalara da yol açar. Maalesef hastalar ancak bu aşamada tedavi arayışına başlar.

Bu aşamada yukarıdaki şekilde görüldüğü gibi bölgede oluşan kesenin (kist) ağız kısmından dökülen kıllar ve diğer deri uzantıları vakum etkisiyle kesenin içine doğru çekilir ve orada enfeksiyon ve abse oluşumuna neden olur.

Nasıl tedavi edilir?

Çoğu zaman kesenin ağzı kendiliğinden açılır abse boşalır. Tabi hasta da rahatlar. Bu kısır döngü yıllarca böyle devam eder. Hastalar geçici ve ilkel yöntemlerle bu durumu çözmeye çalışır. Krem sürer, soğan bağlar, ot koyar.

Halbuki Kıl dönmesi başlangıçta çok basit bir cerrahi yöntemle tedavi edilebilir bir hastalıktır. İlerleyen safhalarda çok ciddi ameliyatlar gerekebilir. Ne yazık ki hastaların %80’i ancak ilerleyen aşamalarda tedavi amacıyla başvuru yapar.

Bir defa kesinlikle unutulmamalı ki Kıl dönmesi bir hastalıktır, sivilce, akne, iltihap, enflamasyon, abse, irin, vb bir durum değildir.

Tedavi Yöntemleri

  • Ameliyatsız Yöntemler
    • Fenol Tedavisi
    • Lazer Plionidal Sinüs Ablasyonu
  • Cerrahi Yöntemler
    • Mikro Sinüsektomi
    • Açık Ameliyat
    • Kapalı Ameliyat (Flep)

Hastalar genelde geç evrelerde tıbbi destek talebinde bulunur. Bu durum da hastalığın tekrarlamasına ve hastanın hayat kalitesinin düşmesine ve beraberinde psikolojik sorunlara neden olmaktadır.

Bu gibi olumsuz durumlarla karşılaşmamak için hastaların tedavi öncesi hekimlerle fikir alışverişi içinde olmaları ve yapılacak olan tedavi yöntemiyle ilgili detaylı bilgi almaları gerekir.

Fenol tedavi yönteminde lokal anestezi altında Kıldönmesi bölgesine kristalize fenol uygulanır. Özellikle ilk evre ve komplike olmayan olgularda kullanılır. Bu yöntemle yapılan tedavilerde nüks oranı yüksektir.

Son yıllarda lazer tedavisi yapılmaktadır. Fakat bu yöntem her hasta için geçerli değildir. İlk evrelerdeki kıl dönmeleri ve özellikle abse ve enfeksiyonun olmadığı olgularda daha başarılı sonuçlar elde edilebilir. Tekrarlayan vakalarda cerrahi yönteme geçilebilir.

Kıl Dönmesi ameliyatı

Eskiden cerrahlar tarafından kıl dönmesi bölgesi tamamen çıkartılıp açık yara olarak pansumanlara devam edilirdi (Açık ameliyat). Bu durumda yaranın iyileşme süresi çok uzun sürdüğü gibi (4-8 ay) tekrarlama riski de (nüks) yüksekti. Yarı iyileşmesini hızlandırmak için yara kenerları içe doğru kıvrılıp dikilebilir ve bu yönteme “Marsupializasyon” denir.

Eski yöntemlerle yapılan ameliyatlarda tekrarlama (nüks) oranı %50 idi (her 10 hastanın 5’sinde). Günümüzde, bu yöntemler hala birçok cerrah tarafından uygulanmaktadır.

Primer eksizyon ameliyatı genelde kıl dönmesinin ilk evrelerinde yapılan bir ameliyat çeşitidir. Bu ameliyatta kıl dönmesi bölgesi küçük baklava tarzı kesiyle (eliptik insizyon) çıkartılır ve geriye kalan normal doku yaklaştırılarak dikilir. Bu yöntem kıl dönmesi hastalığının ilerleyen aşamalarında uygulandığında tekrarlama riski neredeyse kaçınılmazdır.

Mikro Sinüsektomi yöntemi ise primer eksizyonun bir başka çeşitidir. Bu yöntemde küçük bir kesi (1-2cm) aracılığı ile kıldönmesi bölgesi etrafını saran kapsül ile birlikte çıkarılır.

Flep (yama) yöntemlerinin uygulanması ile birlikte bu oran çok ciddi bir şekildi düşürüldü. Son yıllarda flep çevirilmesi (yama) ile ameliyat olan 100 hastanın sadece 5-10’da tekrarlama görülüyordu (%5-10).

Kuyruk sokumu bölgesindeki orta hat oluğunu kaydırmak veya kaybetmek için bir çok cerrahi yöntem geliştirilmiştir. Bu yöntemlerin hemen hemen tamamında yama (flep=flap) uygulanmaktadır. Flep uygulaması ise kalça bölgesinden alınan temiz deri ve deri altı dokusunun bu bölgeye transfer edilmesidir. Flep uygulamasının başarı ve ameliyat sonrası tekrarlama (nüks) oranı ise cerrahın deneyim ve yöntemine bağlıdır.

İlerleyen kıl dönmesi vakalarında yapılacak ameliyatın en önemli amacı kuyruk sokumu (sakral) bölgesinde bulunan orta hat oluğunu kaydırmak veya tamamen kaybetmektir. Böylelikle tekrarlama şansı çok düşük olacaktır.

2006 yılından bu yana uyguladığımız yöntem ise Limberg-Rohmboid Flap ameliyatının bir değişik versiyonudur (Modified Flap). Bu yöntemdeki en önemli modifikasyon ise kalça (gluteal) bölgesindeki orta hat çukurunu tamamen yana doğru kaydırmak ve insizyon hattının nötr ve gerilimsiz bir şekilde bölgeye uyarlamak olmuştur.



Yararlanan Kaynak: Op. Dr. Ertan Beyatlı - ertanbeyatli.com